1669
Genelleme; Genelleme, az ve sınırlı verilere dayanarak iddiada bulunmaktır. Genelleme, öğrenmenin bir sonucudur. Genelleme; tek bir olay veya sınırlı olaylarla evrensel kural çıkartmaktır. Bir ağaçtan yola çıkarak orman hakkında karar ve yorum vermektir. Bir deneyim veya birden fazla (ama çok değil) deneyim sonucu yapılan genellemeler kişiyi yanlış yönlendirebilir. Aslında “öğrenilmiş çaresizlik” tanımı buna çok uygundur. Genellemeler, istisnalara imkan tanımadıkları için kişiyi ve düşünceleri sınırlar.
İnançlarımız da geçmişimizle ilgili yaşadığımız deneyimlerin genellenmesidir. Deneyimlerimizi yorumladığımız şekli ile, genellemeler yaparız. Matematik dersinde birkaç problemi çözemediğiniz için, kendinize “ben matematik yapamıyorum” diyerek genelleme yapmış olabilirsiniz. Bunun sonucunda da matematik dersinden soğumuş olabilirsiniz. Oysa “ben şu şu konuları yapamıyorum” deseydiniz sınırlandırma yaparak genelleme yapmamış olurdunuz. Bu sayede matematik dersinden de soğumamış olurdunuz.
Bazen de genellemeler yararlı olabilmektedir. Genelleme, öğrenmeyi hızlandırmak için yapılır. Yani, öğrenmenin yararlı bir fonksiyonu olarak kullanılırsa çok faydası olur. Yani, benzer olanların teşhisi konumundaysa yararı çoktur. Yağmurlu havada ıslanacağımızı bildiğimiz için bulutlu havayı gördüğümüzde şemsiyeyi alarak evden çıkarız. Bu yağmur yağma olasılığı yüksek olduğu için ve böyle bir teşhis yaptığımız içindir. Genellemeler bu yönüyle durumu basitleştirdiği gibi, kişiyi de sınırlandırabilir. Burada anlatmaya çalıştığım, kısıtlı bilgilerle önyargı oluşturmak ve kendimizi yanlış yönlendirmektir.
Sözleri unutmamak için yapılan genellemeler de iletişimi kolaylaştırmaktadır. Sürekli olarak istisnalar göz önünde bulundurularak konuşulamaz. Bu tarz konuşmalar gereksiz uzun olur ve konudan sapmalar meydana gelebilir. Sadece, dikkat edilmesi gereken nokta, yapılan genellemelerin kişisel yargılarla karışmaması gerekir.
Genelleme kelimeleri; hepsi, hiç, her zaman, asla, kimse, hiç kimse, herkes vs… olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sözcükleri kullanmayı bıraktığınızda kullandığınız dilde, genelleme kalıpları barınmaz. Daha az kullanıldıklarında kullanılan dil, daha gerçek sonuç ve deneyimlere yönlendirilmiş olur.
A: “Beni kimse anlamıyor?”
B: “Hiç kimse mi seni anlamıyor?”
Silme – Anlam Kaybı
Düşündüklerimizi veya deneyimlerimizi aktarırken genel hatları ile anlatmaya çalışır ve olaya etki eden pek çok değişkeni göz ardı ederek hiç bahsetmeyebiliriz. Anlam kayıpları genelde, “harita bölgenin kendisi değildir.” varsayımı sonucu oluşur. Yani bizim haritamız ile, başka birinin haritası farklı olduğu için anlam kayıpları yaşanır. Silmeler, konsantrasyonun bir sonudur da diyebiliriz.
Silme; hızlı düşünüp, düşünme hızında konuşamadığımızdan kaynaklanır. Eğer başka birinden aldığımız bilgiyi aktarıyorsak da, aklımızda kaldığı kadar anlattığımız için silme yapılır ve anlamda kaymalar olur. Silmede belirli cümlelere odaklanma ve bunların ön plana çıkarılması sonucu oluşur. Diğer ayrıntılar anlatımda önemsizleşir. Sorular sorarak bu anlam kayıplarını ortaya çıkarma hedeflenir.
Çok fazla söz kesilmesi silmeye neden olur.
Silmeyi engellemenin yolu detaylandırmaktan geçer.
Doğru soru: “Tam olarak nereden biliyorsun?”
Çarpıtma – Anlam Kayması
Bilgilerin işimize gelen kısmına odaklanarak geri kalan kısmının göz ardı edilmesidir. Eksik bilgi aslında anlam kaymasına da neden olur. Kişi bilgiye eklemeler yaparsa, yani kendi haritasına göre boşlukları doldurursa anlam kayması meydana gelir. Benzer şekilde, farklı yorumlamalar da anlam kaymalarına neden olur. Zihin okuma bir çarpıtma işlemidir. Başka birisinin ne düşündüğünü bildiğinizi sanırsınız. Bazen de başkalarının sizin zihninizi okuduğunuzu varsayarsınız.
Anlam kaymasının nedenleri arasında, kişinin hayal gücünün etkisi vardır. İletişim, hayal gücünün bir sonucu olarak, bir düzeyden başka bir düzeye geçerken amacından sapabilir hatta yok olabilir. Dolayısıyla tüm anlam kaymaları iletişim açısından önemlidir.
A: “Bana sinirli bakıyorsun!”
B: “Bunu düşünmeni sağlayan nedir?”
Varsayımda Bulunmak
Az bilgi ile sonuca doğru çıkarımda bulunmaktır. Varsayımlar bizi, bazı şeyleri kabul etmeye programlar. Bu yüzden Meta Model sorularını kullanarak yok edilen anlamları bulabilir ve derin anlamları ortaya çıkarabilirsiniz. Varsayımları, gerçeklik testinden geçirmek gerekir. Bu yaklaşım tarzı, delillere ulaşmayı içerir ve bunun sonucunda delillerin ortaya çıkması mümkün olabilir.
Eğer, iletişim sırasında karşınızdaki kişilere pek çok seçenek içeren dil kalıpları kullanırsanız ve bu dil kalıplarının sonuçları varsayımlara dayanırsa, Milton modeli kullanmış olursunuz. Varsayımlar, cümlenin ve anlamın sorgulanmasını içerir. Bunu yaparsanız da, Meta modeli kullanmış olursunuz.
Bir adam: “Galiba beni seviyor”
Meta Model Cevabı: “Tam olarak nasıl anladın seni sevdiğini?”
Mecburiyet Emir Kipleri
Mecburiyetlerin en önemli özelliği, yapılmadığında, uyulmadığında insanlara negatif duygular yaşatmalarıdır. İnsanın kendini kötü hissetmesine yol açtığı için genelde yapılmaya çalışılır. Aslında hem kişiyi hem de seçenekleri sınırlar. Mecburiyet kipleri, bilinçaltı tarafından sevilmediği için dirençle karşılaşabilir. Bilinçaltı, bizi eyleme geçmeyi engeller. Bunun nedeni canımızın yapmak istememesidir.
Bazen mecburiyet ve emir kipleri ile konuşuruz. Hem kendimize hem de başkalarına karşı zorunluluk ifade ederiz. “Yapmak zorundayım” “Mecburum” “Başka şansım yok” gibi ifadeler kişileri belirli düşüncelere hapseder. Böyle konuşan kişilere “Eğer yaparsanız ne olur?” diye sorabilirsiniz.
“Kime Göre, Neye Göre” Soru Kalıbı
İnsanların vardığı yargılar düşüncelere dayanır. “off ne kadar da aptalım” diyen birine bu soruları sorduğunuzda kendisinin fikri mi yoksa başka birinin fikri mi ortaya çıkar. İnsanlar çoğu zaman kendilerini, davranışlarını, sahip olduklarını ve aslında pek çok şeyi kıyaslama ve yargılamayı sever. “Kime göre, neye göre?” diye sorun ve kıyaslamanın kaynağını öğrenin. Siz kişilerin yargılarına karşı sorular sorduğunuzda genellikle hedef saptırmayı tercih ederek kaçmayı denerler. Siz sorgulamaya devam ettikçe karşıdan olumlu geribildirimler alıyorsanız, tüm koşullar lehinize doğru çevriliyor demektir.